Antik çağlarda
Artemis’ in Aynası denilen Bafa Gölü, görülmeye değer doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından Türkiye’nin en güzel göllerinden birisidir. 325 bitki, 261 kuş, 22 sürüngen ve 19 memeli türüne ev sahipliği yapan ve çevresinde yaşayan insanlara turizm ve balıkçılıkla hayat veren Bafa Gölü, son yıllarda artık kronikleşen çevre sorunlarıyla karşı karşıyadır.
Kış aylarında meydana gelen yağışlar ve menderesten giren sularla birlikte ekolojisinde iyileşme oluyor gibi görünse de, bu yıl da beklenen durum, sıcakların artmasıyla birlikte görülmeye başlandı.
Bafa Gölü’nün doğu tarafındaki Kapıkırı bölgesinde suyun içine boya boşaltmış gibi yeşil bir renge bürünen göl suları, yaşanacak sancılı günlerin sinyallerini vermeye başlamıştır.
Bafa Gölü’nde turizm eski yıllarda yaz mevsiminde yoğunlaşırken, son yıllarda meydana gelen çevre sorunları yüzünden daha çok bahar ve kış aylarına kaymaya başladığı görülmektedir.
Almanya’nın Hannover kentinden tatil için Kapıkırı’na gelen bir gurbetçi “Eşimle birlikte tatil için doğa harikası olarak bildiğimiz Bafa Gölü’nü seçtiğimizde, çok güzel hayallerimiz vardı. Gelir gelmez sıcağın etkisiyle göle girmek istedik. Ancak suyun mavi değil yeşil renkte olduğunu görünce şaşırdık. Mecburen tatil rotamızı başka yöne çevirmek zorunda kaldık” dedi.
Bir zamanlar Kuşadası, Didim ve Bodrum gibi tatil yerlerinden gelen binlerce turisti ağırlayan Bafa Gölü, son yıllarda acentelerin tur listesinden silindiği görülmektedir.
Bunun nedeni de özellikle sıcakların arttığı yaz dönemlerinde, göl yüzeyini kaplayan yeşil örtünün zamanla kıyı şeridini kaplayarak balçık bir şekle dönüşüp inanılmaz kokulara yol açmasıdır.
Bafa Gölü’nde alglerin ani çoğalması sonucu gölün yeşil renge bürünmesine Mavi-yeşil alglerden(siyanobakteri) Nodulariasp.’nın sebep olduğu geçtiğimiz yıl bilim adamları tarafından tespit edilmişti.
Kış aylarında yoğun yağmurlar yağmasına ve göldeki su seviyesinin daha yüksek olmasına rağmen, geçtiğimiz yıl ki durumun Kapıkırı bölgesinden başlaması, sıcakların daha da artacağı önümüzdeki günlerde, büyük sorunların yaşanacağının sinyallerini şimdiden vermektedir.
Bafa Gölü’yle ilgili çalışmalarıyla bilinen bilim adamlarından EKODOSD bilim danışmanı SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ” Kapıkırı’nda yaşanan olay sürpriz değil, Bafa Gölü’nde beklenen bir durumdur. Göle verilen sularda nitrat ve fosfat gibi besleyici tuzların çok olması, bilhassa yaz aylarında Bafa Gölü’nde alg artışını tetiklemektedir. Bu tabakalaşmada su sıcaklığıyla birlikte, ışık alglerin çoğalmasını hızlandırmaktadır. Görünen manzarada azot ve fosfor gibi tuzların göl içerisinde, bu bölgelerde homojen dağılımı, gölün bu kesimlerinde alg patlamasına neden olmaktadır. Suları kirletilmiş olan göllerde bu durum söz konusudur. Gölün içerisinde aşırı oranda askıda katı madde bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Bafa Gölü’nün dip çamuru organik karakterdedir. Dipteki çamurda fosfor miktarı, sudaki fosfat miktarı düşmedikçe bu döngü her yıl katlanarak devam edecektir.” Dedi.
30-40 yıl önce yöre balıkçılarının suyundan çay demleyip içtikleri Bafa Gölü, dünyanın birçok ülkesinden gelen turistlerin sularında serinledikleri doğa harikası bir göldü.
Bafa Gölü’nde yaşanan bu çevresel sorunlar, sadece kış aylarında yağan yağmurlara, verilen sulara bırakılmamalı, yaşanan bu durum acil olarak bilimsel ve teknik açıdan araştırılmalı ve çözüm yolları bulunmalıdır.
İlgili kurumlar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, Bafa çevresinde yaşayan insanlar güç birliğiyle gölün eski haline kavuşması için işbirliği yapmalıdır.