Çarşamba Söyleşilerinde bu hafta organik tarımın öncülerinden Gürsel Tonbul’u konuk ettik.Beş yıl İngilizce öğretmenliği yaptıktan sonra değer verdiği, sevgi ve saygısını esirgemediği toprakla buluşan ve 1995 yılında Yerlim ve Değirmen restoran işletmelerini hayata geçiren Gürsel Tonbul, Kuşadası’nda tarım ve turizmi birarada başarıyla götürmektedir.
Uzun yıllardır; yerel, sürdürülebilir bir tarım modelini yaşatmaya çalışan çiftliğinde zeytinyağı üreticiliği, seracılık, büyük ve küçükbaş hayvancılığın yanında, oleatrium zeytin ve zeytinyağı tarihi müzesiyle Kuşadası turizmine katkı yapmaktadır.
Yapmış olduğu sunumda “Küresel Isınma, Su Kıtlığı ve Kuraklığın Tarımsal Üretime ve Gıdaya Ulaşmaya Etkileri” konularında bilgi paylaşımı yaptı.
“Toprağın ekilmesi, çiftçinin, komşularının ve toplumun
ihtiyaçlarını karşılar ve insanları yaşamak için ihtiyaçları olan gıdaya ulaşmaları konusunda yoksunluktan, bağımlılıktan korur. Hakiki bir yemek kültürü; bir yerde yaşayan insanlarla, onları besleyen coğrafyanın toprağı, suyu, tohumu ve havası arasındaki bağdır. Bu kültürün bir parçası olmak için bir çiftlikte yaşamanız şart değildir. Bu çiftliklerin var olduklarını bilmeniz, çiftçilerin yaptıkları işlerin bir kısmını anlamanız ve kendinizi onların yerine koymanız yeter. “diyen Gürsel Tonbul; Agroculture, üretme- saklama-gıda-beslenme, agro-ındustrry çağıyla ilgili bilgi paylaşımı yaptı.
İklim değişikliğinin, aşırı sıcakların ve yağışların nelere yol açtığını, tarımı nasıl etkilediğini, yaban hayatındaki değişimleri, su kaynakları üzerindeki olumsuzluklarını, küresel orman yangınları konularını değindi.
Gıdada Agroculture’dan Agroındustry ‘e dönüşmenin iklim krizine etkisinin faturasının ağır olacağını söyleyen Gürsel Tonbul; gıdanın geleceğiyle ve gıda güvenliğimiz için Ulusal su ve tarım politikaları konusunda öngörülerini söyledi.
Doğanın dengesini bozan tüm uygulamaların acilen değişmesi gerektiğini söyleyen Tonbul, ekoloji ile ekonominin barışık ve denge içerisinde var olabilmesiyle mümkün olacağı, tarım ve gıdanın bu zarar eşiğinde büyük pay sahibi olduğunu, gıda üretiminde yıkıcı endüstriyel tarımsal uygulamaların değişmesinin yaşamın devamı için şart olduğunu belirtti.
Bu günden itibaren izlenecek tarım politikalarının (su ve toprak yönetimi) çiftçiye, üreticiye ve tabi ki tüketiciye verilecek eğitim ile destek ve imkanların; küresel iklim biliminin verilerini ciddiye almak ve kar-para değil, kar-yarar hesabı yapmak olmalı diye söyledi.
“Temiz su + Temiz hava+ Temiz toprak = Temiz gıda = Temiz yaşam (Beden ve Ruh sağlığı) İnsan-Hayvan-Bitki dostluğu ile toprak ananın bize verdiklerini adil paylaşımla mümkün.” Olduğunu söyleyen Tonbul; Sorunun İnsan olduğunu, Çözümün de insanda bulunduğunu vurguladı.
Konukların yoğun sorusunu yanıtlayan Gürsel Tonbul’a, Prof. Dr. Zeynep Mercangöz tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.
EKODOSD/KUŞADASI